Sesiz Sedasız Bir Seda, Mazide Kalamayanlar adlı roman kitaplarının yazarı Emekli öğretmen Denizlili yazar Özcan Çetin bazı emekli vatandaşların davranışlarından üzüntü duyduğunu dile getirdi.
Yazar Çetin, geçtiğimiz aylarda Denizli Büyükşehir Belediyesi tarafından hizmete sunulan Emekli Evim dinlence yerinde yaşadığı bir olayı sosyal medya hesabından paylaşarak, toplumun ortak dinlence alanlarında olumsuz davranışları üzerinden tartışma yaratacak bir sorunu dile getirdi. ”KISSADAN HİSSE’ başlığı ile yayımladığı paylaşım kısa sürede haklılık payı ile çeşitli tartışmalar neden oldu.
Yazar Çetin üzüntüsünü dile getirdiği yazıda şu duygulara yer vermiş.
KISSADAN HİSSE
Zamanın behrinde padişahın biri tebdil-i kıyafet edip halk içinde dolaşmaya çıkmış. Gezerken bir duvar dibinde miskin miskin oturan iki kafadar görmüş. Yanlarına gidip biraz sohbet etmiş. Adamların konuşmaları, tavırları, samimi oluşları çok hoşuna gitmiş. Adamlar açıkça tembel olduklarını, çalışmayı beceremediklerini söylemişler. Padişah saraya dönünce adamlarına emir vermiş, o iki tembeli ve varsa onlar gibileri beslemeleri için. Padişahın adamları hemen bir TEMBELHANE yapıp o iki tembeli bulup oraya yerleştirmişler. O iki tembelin karınları doyurulmaya, kılık kıyafetleri yıkanmaya başlamış. Tembeller hayatlarından çok memnunlar. Bu arada TEMBELHANEnin namı da yayılmaya başlamış. Bunu duyan bir çok kişi ben tembelim diye gelip yerleşmeye başlamış TEMBELHANEye. Oraya yerleşen insan sayısı her geçen gün artıyor ve masraflar da artıyor haliyle. TEMBELHANE giderleri bütçeyi zorlamaya başlamış. Padişah sadrazamı çağırıp buna bir çözüm bulmasını istemiş. Sadrazam da “yangın çıkaralım orada padişahım” demiş. Padişahın hoşuna gitmiş bu fikir. Hemen bir kundakçı bulup orada bir yangın çıkartmışlar. Padişahla sadrazam da olayı seyrediyorlar. Yangını gören herkes tabana kuvvet kaçmışlar. Sadece bizim o iki gerçek tembel dirsek keyfi uzanmış yatıyorlar. Birisi “hadi şuradan bir ateş getir de sardığımız cigaraları yakalım” demiş. Diğeri de “üşenmeden ettiğin lafa bak. Ateş şimdi buraya gelecek nasıl olsa. O zaman yakarız cigaraları ” demiş. Padişah sadrazama dönerek “diğerlerini kovun gitsin, sadece bu ikisini besleyelim” demiş. Şimdi ben bu hikayeyi niye anlattığım konusuna gelelim.
Belediye başkanımız Bülent Nuri Çavuşoğlu bizler için bir EMEKLİ EVİ açtı. Buradan kendisine ve ilgili personele çok teşekkür ederim. Emekliler orada rahatça oturuyor ve 1 (bir) (sadece bardak ücreti ) liraya çay içiyorlar. Hiç kimse küçümsemesin, 14.000 lira emekli maaşı alan biri için çayı bir liraya içmek çok önemli. Ancak ‘bazı’ emekliler oradakileri rahatsız edici boyutta yüksek sesle ve küfürlü konuşuyorlar. Aşırı gürültülü tavla oynuyorlar. Sanki orada sadece kendileri varmış gibi davranıyorlar. Oysa orası hepimizin mekanı. Umarım bu tür emekliler bir an önce kendilerine çeki düzen verirler de bizim için orayı açan Belediye Başkanımız kapatma kararı almak zorunda kalmaz.
Saygılarımla…